Afrika Çalışmaları Merkezi neyi amaçlamaktadır, neye, nasıl inanmaktadır?
Afrika Çalışmaları Merkezi, Afrika’da meydana gelen siyasi, kültürel ve ekonomik gelişmeleri takip etme ve Türkiye'de bir Afrika bilinci oluşturma gayesinde karınca kararınca çalışma yapacaktır.
Dünya değişiyor
Dünya değişiyor. Yeni ve adil bir düzenin kurulması hepimizin ihtiyacı. Afrika bu ihtiyacı en derinden yaşayan coğrafya.
Herkesin bildiği bir değişim yaşanıyor. Birtakım yeni değişim kriterleri var ve bunlar birbirlerini itiyor. Gel gitler yaşanıyor. Birtakım yeni şartlar ortaya çıkıyor, yeni oluşumlar meydana geliyor. Bu düzenin değişmesi noktasında Müslümanların bir eylem eksikliği söz konusu. İslam’ı etkileyici bir şekilde ortaya koymaktan aciz Müslümanlardan bahsediyoruz. Bunu bir yapıya, organizasyona, zafere götürecek unsura dönüştürmekten aciz topluluklardan bahsediyoruz. Eğer bu yeni dünyayı Müslümanlar fikirleri ile oluşturabilirlerse o zaman dünya adil olacaktır. Eğer bunu yapamazlarsa o zaman mevcut görüntü devam edecektir. Ortaya çıkacak şey yeni olmayacaktır.
Bu kriz, faize ve güce dayanan Batı sisteminin çökmekte olduğunu göstermektedir. Malların bir tarafta toplanmasını, üretim ve ticaret olmaksızın para kazanmayı öngören bu sistem çökmeye başlamıştır. Uluslararası sistem çöküyor. Afrika ve Ortadoğu’da adaletin ve hakkaniyetin yok olması, zulümlere bir çare bulunamaması, Müslümanların bölük pörçük olması, İsrail’in saldırganlığını sürdürmesi ve tüm bunlara rağmen dünyanın sesinin yükselmemesi, ellerin, yüreklerin bağlı olması, öylece oturmaları yürekleri yakmaktadır. Bu durum biz Müslümanlar olarak acziyetimizi dışa vurmaktadır.
Yeni bir dünya oluşuyor
Küresel güçler terör silahını iyi kullanmaktadırlar. Masanın her tarafında onlar var. İşleri ayarlayan da, karşı çıkan da, işi kullananlar da onlar. Terör korkusu yayıyorlar, terörü de kendileri tetikliyorlar. Bu arada küreselleşme karşıtı hareketler de arttı. Kamuoyu gücümüz yükselmeye başladı, adalet talepleri daha fazla duyulmaya başlandı. Desteklerimiz genişledi, direniş hız kazandı. Bunlar yeni bir dünya oluşturmak için gerekli olan doneleri bizlere veriyor. Görmek lazım. Halklar arasında diyalog arttı. Çünkü insanlar alternatif arıyorlar. Tek başlı sistem var olduğu müddetçe zulüm de, adaletsizlik de devam edecektir. Bu fırsat çok önemli bir fırsattır ve çok iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda insanlar kendilerine sunulacak alternatifi de kabul etmeye hazırlar.
Müslümanlar tarihleri, kültürleri, müesseseleri ve çözüm önerileri ile alternatif sistem sunmaya mecburlar. Batı çökmeye başladı. Rusya’ya karşı alınan önlemler, sadece rezevr para dolar inanışını değil, daha birçok derin kırılmalara yol açmıştır. Hiçbir güç artık bu Batı’yı diriltemeyecektir. Francis Fukuyoma’nın ‘Tarihin Sonu’ tezi tutmamıştır. Yeni bir tarih doğmaktadır. Yeni bir dünya düzeni gelecektir. Ahlakın ve onurun hâkim olduğu yeni bir dünya düzenine doğru gitmekteyiz. Ama şu noktaya dikkat etmek gerekiyor; Biz sadece Batılı zihinlerin ihtiyacı olduğu kadarıyla değil bir bütün olarak İslam Medeniyeti ile var olmamız lazım.
Her şeyin merkezi İslam
Batılılara yaranabilmek için İslam’ın asla farklı şekillere sokamayız. Birilerinin hoşuna gidecek romantik işler peşinde koşmamalıyız. İnsanlığa bir bütün olarak İslam’ı vermeliyiz. İslam tüm hayata egemendir ve hayatın her aşamasına yön verir. Hitap eder. En doğru, en sadık, en sağlam yol İslam’dır: Hürriyet’in eşitliğin, adaletin, imarın, onurun, bilimin, çalışmanın, yardımlaşmanın, dayanışmanın ve güvenin merkezi İslam’dır. Hakkın egemen olduğu bir sistem doğacaktır. Bu sistem dünyaya saadet getirecektir. Tüm insanlığın onurunu koruyacaktır.
Bizler insanlığa şahit durumundayız. Bu görevi yapmak zorundayız. Uluslararası arenada bunu yapabilmek için birtakım işler yapmak şarttır. Bunların başında İslam Medeniyetinin çok net bir şekilde ortaya konulması gelmektedir. Mesajıyla, kaygısıyla, çerçevesiyle, tarihiyle insanlığa sunulmalıdır İslam Medeniyeti. Bir düşünce yenilenmesine ihtiyacımız var. Yeryüzünde Allah’ın şahitleri olarak tüm görevlerimizi yerine getirmeliyiz. Bağımlılık ruhundan uzak olmamız gerekiyor. Bir takım oluşumların içerisinde sömürülmekteyiz. Afrika’da bu oluşumlar çok daha keskin ve derindir. Bu birleşimler Batılıların çıkarlarını korumak için kurulmuştur. Ülkelerimizde kurulanlar da bu maksatla kurulmuştur. Kendi oluşumlarımıza dönmeliyiz. D-8 bunların en önemlisidir. O yeni bir güç vermiştir, bir fikir, bir aksiyon, bir büyük öneridir insanlığa. Siyasi birleşimler yapmalıyız. Bir yandan hürriyeti söylerken diğer yandan Batılılara kölelik yaparsak bunun ne anlamı kalır. Bizler insanlığın hayrına çalıştığımızı söylerken kendi ülkelerimize ve insanlarımıza hayrımız dokunmazsa ne anlamı kalır bunun. Bunlar bizim doğruluğumuzu zedeler.
Fertleri iyi yetiştirmeliyiz
Kendi ülkelerimizdeki özgürlükleri ve çoğulculuğu desteklemeliyiz. Zulme karşı çıkmamız gerekiyor. Fesat güçlerin siyasi ve ekonomik düzlemde hâkim olmasına engel olmalıyız. İktisadi anlamda şeffaflığa önem vermeliyiz. Üreten ticarete önem vermeliyiz. Ulusal zenginliklerimizi geliştirmeliyiz. Sivil toplum örgütlerimizi güçlendirmeliyiz. Gençlerimizi, hanımlarımızı, basın mensuplarımızı, iş adamlarımızı iyi yetiştirmeliyiz.
Afrika Çalışmaları Merkezi, karınca kararınca da olsa bu manada elinden gelen gayreti göstermek için çalışmalar yapacaktır.