Etiyopya’da Barış ve Gerilim Arasında: Tigray Sonrası Yeni Dengeler
Afrika’nın en eski bağımsız devletlerinden biri olan Etiyopya son yıllarda büyük bir iç savaş, ardından da kırılgan bir barış süreciyle yeniden dünya gündemine geldi. 2020 yılında başlayan Tigray Savaşı yalnızca bir etnik çatışma değil; federalizm, iktidar paylaşımı ve ulusal kimlik üzerine yürüyen daha derin bir krizin yansımasıydı.
Kasım 2022’de Etiyopya hükûmeti ile Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) arasında imzalanan Pretoria Barış Anlaşması, iki yıllık kanlı çatışmayı sona erdirmeyi amaçladı. Anlaşma silahların sustuğu bir dönemi başlattı, ancak barışın sahadaki karşılığı hâlâ tartışmalı. Savaşın yol açtığı yıkım, açlık, kitlesel yerinden edilmeler ve güvenlik boşlukları, ülkenin pek çok bölgesinde yaşamı hâlâ derinden etkiliyor.
Federal yönetim ile Tigray bölgesi arasında kurulan yeni denge, diğer etnik grupları da yakından ilgilendiriyor. Özellikle Amhara ve Oromo bölgeleri, merkezi yönetimle olan ilişkilerinde yeni bir yol arayışında. Bu bölgelerdeki silahlı grupların varlığı ve zaman zaman yaşanan çatışmalar, Etiyopya’nın barış sürecinin çok merkezli bir yapıda ilerlediğini gösteriyor.
Başbakan Abiy Ahmed, Nobel Barış Ödülü’nün ardından ülkeyi birleştirme vaadiyle çıktığı yolda, şimdi çok daha karmaşık bir siyasi yapı ile karşı karşıya. Tigray ile yapılan anlaşma Abiy’nin siyasi meşruiyetini kısmen güçlendirse de diğer etnik ve bölgesel aktörlerin sisteme entegre edilmemesi yeni krizlerin zeminini hazırlıyor.
Ekonomik kriz, enflasyon ve gıda güvensizliği de bu kırılgan yapının üstüne ekleniyor. Uluslararası yatırımcılar çekimser, insani yardım kuruluşları sınırlı erişime sahip. Bu da barışın sadece diplomatik bir metin değil, sosyal ve ekonomik bir yeniden yapılanma süreci gerektirdiğini gösteriyor.
Etiyopya’nın geleceği, yalnızca Tigray bölgesiyle yapılan barışa değil; ülke genelinde daha kapsayıcı, adil ve çok dilli bir yönetim modeline bağlı. Barış süreci, tüm halkları içine alan bir ulusal uzlaşıya evrilmedikçe, savaşın ruhu gölgede kalmaya devam edecek.
Tigray sonrası Etiyopya, barış ile gerilim arasında ince bir çizgide ilerliyor. Bu çizginin hangi yöne kayacağı, sadece Etiyopya için değil, Doğu Afrika’nın genel istikrarı için de belirleyici olacak.
Yorum gönder