Avrupa’nın ahlaksız sömürgeci saldırganlığına karşı hemen her toplumun farklı bir direniş tarzı olmuştur. Kimi milliyetçi tepki verir kimi Gandhi tarzı teslimiyetçi bir duruş sergiler. Batı’nın yüzyıllarca sömürdüğü Senegal’de ise direnişi adı tasavvuftur, tarikatlardır.
Çanakkale’de bize kurşun sıkmak için gemilere doldurulup ateş hattına atılan Senegalliler, Kadiriyye, Ticâniyye ve Mürîdiyye gibi tarikatlar vasıtasıyla katillerine karşı onurlu bir karşılık verdiler.
%95’İ MÜSLÜMAN BİR ÜLKE
Senegal, bugün en az %95’i Müslüman olan bir coğrafyadır. Batılıların bütün zenginliklerine, yüzyıllar süren baskılarına ve inanılmaz zengin propaganda araçlarına rağmen ülkedeki Hıristiyan sayısı %2 civarındadır. Bazı kaynaklarda %5 gibi gösterilse de animistlerin Hıristiyan gibi gösterilmesinin bir sonucudur bu durum.
Senegal aslında çok karışık bir ülke. Çok fazla sayıda etnik grup var. %45 gibi önemli bir bölümünü Voloflar oluştursa da Fulaniler ve Sererler de epey yoğun. Dünya fosfat üretiminin %15’ine sahip olan Senegal, altın, petrol, tuz ve mermer gibi çok zengin başka yer altı ve yer üstü madenlere de sahip. Bu durum ise Batılı sömürgecilerin direkt ilgisini çekiyor.
TARİKATLAR SENEGAL’İ NURA KAVUŞTURDU
İslam Coğrafyasının hemen tamamında olduğu gibi Senegal’de de İslam nuru tüccarlar aracılığı ile yayılmaya başladı. İslam’ın izzetini en temiz halleri ile üzerlerine taşıyan bu tüccarlar sadece ticaret yapmamış, aynı zamanda o topraklardaki geniş halk kitlelerine de İslam’ı sevdirmişlerdi. Özellikle dönemin önemli krallarından biri olan Tekrûr Kralı Vâr Câbî zamanında kralın Müslüman olması ile halk arasında İslam hızla yayıldı.
Tarih henüz 1000’li yılların başıydı ve sonraki asırlar boyunca başta Kadiriyye tarikatı olmak üzere birçok tarikat vasıtasıyla bugünkü Senegal toprakları tamamen Müslüman oldu. Önceleri puta tapan halk İslam ile şereflenirken aynı zamanda güçlü devletler kurup sosyal hayatı da zenginleştirdiler. Emîr Bara Mendana gibi güzel insanların üst üste gelişi de İslam’ın o topraklarda iyice perçinlenmesini sağladı.
BATI’NIN EN KİRLİ SAYFASI: KÖLELER
Batılılar ülkeye ilk olarak 1456 ya da 1460’da geldiler. Ca da Mosto isimli zalimin öncülüğünde Senegal’e ulaşan Batılılar asırlar sürecek acının kapısını da açmış oldular. Önce Portekizliler geldi, 200 yıl kadar sonra bölgeye Hollandalılar geldi ve işgal ettiler. 100 yıl kadar sonra da Fransızlar devreye girip ortalığı ateşe verdiler.
Portekizliler, Hollandalılar, Fransızlar ve hatta İngilizlerin arasında kalan Senegal ise bütün zenginliklerini kaybetmeye başladı. 1815 yılında İngilizler ülkeyi Fransızlara terk edip devreden çıktılar. Senegal bugün dahi Fransız etkisindedir ve Fransızca ülkede resmi dildir. Zalimin İngiliz, Fransız, Hollandalı ya da Portekizli olması ise Senegal halkı için hiçbir şey değiştirmedi. Afrika’nın ve Sömürgeciliğin tarihine kara harflerle yazılan “köle ticaretlerini” burada Portekizliler başlattı. Çok yüksek sayıda Senegal yerlisi Brezilya’ya ölümüne çalıştırılmak üzere götürüldü.
Batılılar köleliği sözde 1815’de yasaklamalarına rağmen 100 yıl kadar daha köle ticaretine devam ettiler. Senegal’de de Fransızlar köle ticaretine hiç ara vermeden devam etmişlerdi.
TARİKATLAR DİRENDİ
Ülkeyi soyan Batılılar karşısındaki tek direniş ise tarikatlardan geliyordu. Zaten en ücra köşelere kadar dağılan medreseler bu direnişin kaleleriydi. Eğitim çok önemliydi ve bugün ile dahi kıyas edilemeyecek kadar eğitimli insan vardı Senegal’de. Çok ciddi okullara sahip olan Senegal halkını önce cahilleştirerek cezalandırdı Batılılar.
Bütün medreseler kapatıldı, bütün hocalar yok edildi ya da sürgün edildi ve İslami eğitim durduruldu. İslam’ın kollarını bağlayan Fransızlar bütün imkanları ile misyonerlere destek verdiler. Belki de normal şartlar altında bugün Senegal’in tamamı Hıristiyan olması lazımken bugün en fazla Sererler da dahil % 2 – 3 civarlarında bir Hıristiyan nüfustan söz edilebiliyor. Bu sayının dahi yüksek olduğu ifade ediliyor.
Sererler, bölgede Hıristiyanlığı temsil ediyorlar. Müslümanlar ise bütün imkansızlıklara ve yokluklara rağmen tarikatlar aracılığı ile bütün Batı’ya kafa tutuyorlar.
ASIRLARCA EĞİLMEDİLER
Bir zamanlar ilmin teşvik edildiği, medreselerin dolup taştığı, eğitimin çok yüksek bir seviyede sürdüğü Senegal’de işler Batılıların gelmesi ile tersine döndü. Bütün güçleri ile ülkeyi yağmalamaya devam eden Batılılar bu arada bölgeden İslam’ı da silmeye çalıştılar. Karşılarına dimdik bir kaya misali dikilen şey ise elbette tarikatlar oldu. Çok ciddi önderler yetişti.
Dervişler direnişi örgütlediler. Dervişler Senegal’de devrim yaptılar. Eğilmediler ve asırlarca direndiler. Bu yüzyılda ise yeni direniş merkezleri daha ortaya çıktı. Şeyh Tûre tarafından 1953’te Dakar’da kurulan Müslüman Kültür Birliği (Union Culturelle Musulmane) gibi birçok merkez Senegal halkını bilinçlendirdi.
ÖZGÜRLÜĞE KOŞTULAR
Bir zamanların ilim merkezi olan Senegal’de bugün dahi Kādiriyye, Mürîdiyye, Ticâniyye ve Lâyiniyye gibi tarikatlar ülkeyi çepeçevre sarmaktadır. Asırlarca Fransızlara direnen medreseler bugün dahi hizmete devam etmektedir. Fransızların Senegal’de kendilerine sâdık müslüman din görevlileri yetiştirmek için açtıkları medreseler de bir süre sonra şuurlu Müslümanların eline geçti.
Çanakkale’de zorla bize karşı savaştırılan Senegalli askerlerin silahlarını Osmanlı’ya değil Batılılara çevirdikleri de biliniyor. Çok sayıda Senegal askeri mecburen ve bilmeden Osmanlı’ya karşı savaştırılmak istenirken buna direnmiş ve Fransız – İngiliz askerlerini öldürmüşlerdi. 20. Yüzyılın başlarında esaslı bir şekilde direnişe geçen Senegal’in özgürlük savaşçıları bunu ancak 20. Yüzyılın ortalarında bağımsız bir devlet kurarak kazanmışlardı.
Mustafa Uzun
Araştırmacı Yazar