İngiliz Prensi Harry’nin İfşası ve Dünya’nın En Kozmik Kültü İngiliz Kraliyet Ailesi’nin Kriminal Dosyası
Eli kanlı İngiliz medeniyeti bir bilgisayar oyunu düzeyine indirgediği katliamlarla prenslerini eğitmektedir. Bir İngiliz Prensi katliam konusunda tecrübe kazanmak ve insan öldürme tecrübesi için bir Apaçi helikoptere oturtularak insan öldürerek uygarlığına aidiyet eğitiminden geçirilmektedir. Aşağıda katledilenler ne satranç taşı, ne de bir video oyununun sanal figürleri değildir. Aşağıda katledilen insanlık, vicdan ve medeniyetimizdir. Bu küstah tutum, bu beyaz İngiliz çocuğunun ortaya koyduğu büyük ifşaat tarihin en önemli itiraflarından biri olarak ele alınmalıdır. Bu konuyu tüm boyutları ile işlemek bir vicdan, insanlık ve din borcudur. |
SESLİ MAKALELER
Geçen hafta ortasında uluslararası medya marifetiyle İngiliz Kraliyet ailesinin kriminal hikâyesinden önemli bir sızıntı gerçekleşti. İngiltere Kralı 3. Charles ve 1997’de Paris’teki trajik trafik kazasında hayatını kaybeden eski eşi Galler Prensesi Diana’nın küçük oğlu Prens Harry’nin maceralarını anlattığı “Spare” isimli kitabı daha satışa sunulmadan büyük bir kriminal spekülasyon yaratarak dünyanın gündemine girdi.
Bu kişinin İngiliz kraliyetine mensup imtiyazlı bir isim olması sebebiyle açık beyan ile ortaya koyduğu konular şahsi bir mesele olmaktan uzaklaşarak kurumsal bir boyut kazanıyor. Bizzat imzası ile çıkan bir eserde pek çok şeyin ifşa edilmesi de dinamik olan yaşam döngüsü açısından pek çok boyutu ile de anlamlı hale geliyor. Prensin şahsi maceralarından ziyade askerlik oyunu esnasında canına kastettiği insanlarla ilgili ifşaatı hem anlam düzeyi ve boyutu hem de suç olarak ele alınmaya değer gibi gözüküyor. Suçun şahsiliği yanında bu suçu işleyenin statüsü ve bu suçun açıkça ifşa edilmesi yanında bir ülke hatta ülkeler topluluğunun suça iştiraki açısından bakıldığında mesele uluslararası mahkemeleri ilgilendiren çok önemli bir boyut kazanıyor.
Bu konuyu öncelikli olarak Prens Harry ve kraliyet ailesi etrafında tartışmakta fayda var. Malum bu katil prens oldukça sorunlu bir küresel çete olan İngiliz Kraliyet çetesi içinde doğdu. Birbirine karşı muhabbetsiz ve sadakatsiz olan Charles ve Diana’nın ikinci çocukları. Mutsuz ve zoraki bir evliliğin sadakatsiz ve belirsiz günlerinde doğan çocuklardan ikincisi. Annesi ve babası boşandıktan kısa bir süre sonra anneleri Diana bir Arap milyarderin aracında öldüğünde ya da öldürüldüğünde büyük oğlu William 15, Harry ise 12 yaşındaydı. İngiliz medyası tarafından Diana ve oğulları sevimsiz bir evliliğin mağdurları olarak servis edilip durulduğu için tüm dünya bu öksüz yavrulara merhametle baktı durdu.
Dünya’nın En Kozmik ve Yapılandırılmış Kültü Olarak: İngiliz Kraliyet Ailesi
İngiliz Kraliyet sistemi dünyanın geleneksel ve modern sömürgecilik hikâyesinin kara kutusudur. İngiliz- Siyonist işbirliği ile birlikte tasarlandığında modern dünya sisteminin kurucu aklı olarak yapılanan Kraliyet dünyanın en kozmik ve yapılandırılmış kültünü temsil eder. Dünya sömürge imparatorluğunun başülkesi olan İngiltere dünyanın pandorası, Kraliyet ailesi ve düzeni bu pandoranın kozmik bekçisi ve ana aktörüdür.
Bu sebeple tüm dünyaya yüksek medeniyet ve temsil olarak takdim edilen ritüeller düzeni bu kozmik hikâyenin kontrol ve koruma altında tutulmasını temine yönelik bir semboller düzenidir. Bu mitsel dünyanın dışarıdan ve hatta içeriden yıpratılmaması amacıyla muazzam bir kültürel retorik inşa edilmiş ve dışarıdan içeriye, içeriden dışarıya etki, müdahale ve sızıntıya kapatılmıştır.
İngiltere’nin kendi yönetim döngüsü ve demokratik modern kurumları bile bu mistik dünyanın kapısına geldiğinde donuk bir durağanlık içine girer. Bu sistemin örselenmemesi ve İngiliz Kraliyetinin tartışma konusu yapılmasına asla müsaade edilmez. Bu sistemin devam etmesi, bu sisteme dışarıdan bir aktör girmemesi ya da içeriden birinin dış dünyaya kontrolsüz bir şekilde çıkmamasını temin için gayret sarf edilir. Tüm ritüel sistemi devasa hacimli Kraliyet sırlarının gizlenmesi içindir. Her birey bu devasa sırrın bir parçası olarak vazife alır ve bunun için yetiştirilir. Bu devasa sistem; kendi insan tipini, retorik ve sistemini inşa ettiği gibi, bunun kabulüne yönelik bir küresel algı ve yapının işlerliğini kurmak ve takip etmekle mükelleftir. Bu sebeple bizzat sinema başta olmak üzere tüm enstrümanlar bir mistik, günahsız imaj ve alan yaratırlar. Hayranlıkla izlenen yüksek retorik, anlaşılmaz kendine özgü bir özgüven ve meydan okuyucu patronajı hissettirir. Kraliçenin yakın zamandaki cenaze merasimi, Kraliyet retorikleri ile dünya devletlerinin konumlanma biçimini anlatmak açısından çok iyi bir gözlem zemini olmuştur.
Bizim coğrafyamızda Padişah ve ailesinin ismini duymaya bile tahammül edemeyen sözde liberaller, komünistler ve her renkten tip için İngiliz Kraliyet ailesi varlığı ve ritüelleri ile kutsamanın her türlüsünü hak eder.
Bu mistik büyü korumalara rağmen bazen bozulur ve genellikle iki sebeple bozulduğu görülür. Birincisi gönül meseleleri üzerinden, bazen de saltanatın paylaşılamamasına bağlı durumlarda. İngiliz Kraliyet ailesinin bu sahte muvazenesi Charles ve Diana’nın sevimsiz evlilikleri ve gönül ilişkileri ile bozulmuş, yakın zamanda ölen kraliçe ve kocası bozulan muvazenenin maliyetlerini kontrol altında tutmak için büyük bir çaba sarf etmişlerdir. Bir taraftan meraka muhatap olan kraliyet içi hikâyeler için devasa bir yapılandırılmış propaganda hikayesi yazılsa da testinin içindeki dışına sızmış hatta Diana’nın ölümü ile süreç sonlanmıştır. Charles hemen eski sevgilisine koşarken Diana’nın iki çocuğu için sevimsiz süreç yeni bir boyut almıştır.
Kriminal Kraliyet yaşamı bahşettiği konfor yanında bir büyük yüktür aynı zamanda. Hele öksüz iki çocuk için bu yük daha da büyüktür. Muazzam sistem, yapılandırılmış ritüeller düzeni arasında şık kıyafetlerle izlediğimiz iki öksüz çocuk her zaman mutsuz bir şekilde izlenmiştir. Babaannelerinin özel himayesinde yaşayan çocuklar ritüeller arasında meşgul edilirken biriktirdikleri psikanalitik yükün elbet bir gün patlayacağı bilinmekte idi. Büyük Prens William yaşlı babasından sonra kral olmaya namzet bir isim olarak bu oyuna tabi olmayı başarmış görünmektedir. Fakat ikinci oğul olan Harry için durumlar hiç açıcı değildir. Ara ara bunun açıklarını veren Harry; Kraliçe tarafından kontrol altında tutulduğu için çok büyük açıklar vermese de, varlığını hissettirmeye yönelik çıkıntılıklar da yapmaktan geri durmamıştır. Örneğin 2013 yılında Afganistan’da aldığı görevden sonra erkeklik nümayişi yapma motivasyonu ile cellatlığını yaptığı Müslümanları ifşa edivermişse de konu ustalık içinde buharlaştırılmıştır.
Fakat psikanalitik gerçeklik ve politik gerçeklik bir araya geldiğinde bunu durduracak hiçbir kraliyet gücü yoktur. İlk açık isyan tahmin edileceği gibi gönül ilişkisi üzerinden olmuş ve ABD’li bir aktris ve dul olan Meghan Markle ile Kraliyet’e muhalefet pahasına evlenmiştir. Sussex Dükü Harry ile eşi bu psikanalitik yükün üzerine binen gelecek kaygısının baskısı altında fazlaca ezilmişlerdir. Fiili durum yanında tüm gösterge, yatırım ve çaba William’ın krallığı üzerine konsantre hale gelince bu yük Harry ve karısı için taşınabilir olmaktan uzaklaşmış ve istifaları ile sonuçlanmıştır. Ocak 2020’de Kraliyet’teki görevlerinden çekilerek daha bağımsız bir hayat yaşamak ve İngiliz medyasından uzaklaşmak için ABD’ye yerleşmişlerdir. Fakat psikanalitik ve hırs insanı asla bırakmaz. Harry ve karısı bir ustalık içinde -kararları ile tezat oluşturacak biçimde- sürekli medya karşısında ve etkin bir propaganda nesnesi olarak gündemde kalmak için uğraşıp durmaktadırlar. Sakin bir hayat arzusunu dile getiren Harry ve karısı bizzat bir propaganda ve imaj desteği içinde Amerikan tipi savruk kapitalist döngünün bir parçası olmuş durumdadırlar. İngiliz Kraliyet ailesinin can sıkıcı bir yüzü olarak sürekli gündemde kalarak Kraliyet için bir ifşa tehdidi olarak durmaktadırlar. Özellikle Kraliçe’nin vefatının ardından gündemde kalma çabasının daha yoğun hale geldiği görülüyor.
Sık aralıklarla medyaya görüntü veren, belgeseller ve yazı dizilerine konu olan Harry ve eşi, en son “Spare” isimli bir kitapla bugünlerde gündemdeler. Henüz elimize geçmeyen anı kitabı daha okunmadan büyük bir etki yaratmayı başardı.
Aslına bakılırsa yukarıda da ifade ettiğim gibi, kapalı devre Kraliyet ailesinin kriminal iç karmaşasını çözmek için bu ve benzeri durumlar oldukça anlamlı bir fırsat olarak duruyor. Bu kapalı tarihi kozmik yapının iç dünyası başka türlü anlaşılamaz. İşte Harry kalbi kırık bir çocuk ve hakkı gasp edilmiş bir şehzade olarak bize pek çok kriminal sırrı verebilir diye beklerken beklenen gerçekleşiyor.
Daha önce 2013 tarihinde belli belirsiz ifade edilen ve İngiliz Hükümeti tarafından sınır ötesindeki katliamlar konusunda, bizzat İngiliz prensi kaleme aldığı kitabında ifşalarda bulunuyor ve bu çok önemli bir gelişme.
10 Ocak tarihinde satışa çıkacak olan kitaba henüz birkaç gün var iken ön lansman olarak yapılan çalışma ve kontrollü sızdırmalarla prens bazı ifşalar yapıyor. Muhtemelen bugün kitabın kamuoyuna çıkması ile konu ayrıntıları ile daha net ortaya çıkacak. Tabi eğer İngiliz Devleti ve istihbarat unsurları tarafından bir operasyon gerçekleşmez ise!
The Telegraph gazetesine göre, Prens Harry, 10 Ocak’ta raflarda yer alacak “Spare” adlı kitabında asker olarak görev yaptığı dönemlerde Afganistan’da 25 kişiyi öldürdüğünü ifade ediyor. Afganistan’da görev yaptığı döneme ilişkin kitabında yer verdiği anılarında, Prens Harry, çatışmanın gürültüsü ve kargaşasında öldürdüğü isyancıları, “iyileri öldürmeden ortadan kaldırılan kötüler” olarak gördüğünü belirtiyor. Ayrıca, birini insan olarak görürsen öldürmenin imkânsız olduğunu kaydeden Prens Harry, ancak ordunun “onları ‘öteki’ olarak görmesi için kendisini eğittiğini ve iyi bir şekilde eğitildiğini” de ifade ediyor.
Ayrıca; “İlk günden itibaren amacım, doğru şeyi yapıp yapmadığım dı… İngiltere’ye tüm uzuvlarımla dönmek istiyordum ama bundan daha çok vicdanım bozulmadan eve dönmek istiyordum.” Savaşta askerlerin genellikle kaç düşman öldürdüklerini bilmediklerini ve gelişigüzel ateş ettiklerini belirten Prens, ancak Apaçiler ve dizüstü bilgisayarların olduğu bu çağda, kesinlikle kaç düşman savaşçıyı öldürdüğünü söyleyebileceğini ifade ediyor.
Prens Harry, kitabında, “Bu sayıdan korkmamak bana çok önemli göründü. Yani benim numaram 25. Beni tatmin eden bir sayı değil ama utandırmıyor da.” ifadelerini kullandı.
The Telegraph, The Guardian gibi pek çok gazete İspanya’da sızdırıldığı ifade edilen nüshadan ön lansman için bazı paylaşımlarda bulunuyorlar. Bizzat Prens Harry tarafından kaleme alınan kitap Kraliyete dair çok önemli başka bilgiler içermekle birlikte İngiliz ordusunun Afganistan’da işlediği cinayetlerle ilgili çok önemli bir belge niteliği taşıyor. Net sayıya operasyonlar sırasında alınan kayıtları izleyerek ulaştığını kaydeden Harry, insan öldürmenin video oyunlarda düşman öldürme gibi bir his olduğunu ve utanç duymadığını ifade etti. Daha önce İngiliz askerlerinin Afganistan’da sivilleri katledip delilleri kararttığı ortaya çıkmıştı fakat yeterince delil bulunamamıştı ve konunun üstü ustaca kapatılmış idi.
Fakat bugün açık bir şekilde öldürdüğü insanları satranç tahtası üzerindeki taşlar olarak betimleyen bir canilik üzerinden bir katil durumunu ifşa etmiş oluyor, Kraliyete mensubiyeti sebebiyle Kraliyet ailesinin bu canice suçtaki rolü ve İngiltere Devletinin işlediği cinayetin en güçlü belgesi insanlığın önüne sunulmuş oluyor bizzat İngiliz Prens tarafından.
Bu cüretkâr ifşaat kriminal bir tezgah olan İngiliz Kraliyet ailesinin tüm suçlarının tartışmaya açılması açısından açık ve net bir fırsattır. Tüm sömürge modelleri içerisinde farenin üfleyerek kulak yemesi misali, sömürgecilikte ustalık eseri işler yapan bir cani uygarlığın insanlığın vicdanı önünde tartışılması açısından muazzam bir fırsattır. Hukuk, Diplomasi, Ahlak ve evrensel normlar temelinde hırs ve psikanalitik baskı altında itiraf olarak ortaya konan tüm suçların en geniş boyutuyla yargı konusu yapılması zarurettir. İngiliz ordusuna ait unsurların açık kaynaklardan ortaya koyduğu kanaatler bu konuda çok da rahat olmadıklarını ve bu yapılan ifşanın sıkıntılar oluşturduğunu ifade ettiği görülmektedir. Afganistanlı kadınlar konusunda çok duyarlı davranan dünya halklarının bu konuyu nasıl algılayacağı çok önemlidir. Eğer bu açık ifşalar dava konusu yapılmazsa, eğer doğru zeminde tartışılmaz ise, gerçekliği üzerinden hareket edilmez ise kriminal bir şebekenin açık ifşaatları üzerinden bir fırsat elden gidecek ve yeni bir kriminal meşruiyet hattı oluşacaktır. Kraliyet henüz konuya dair bir açıklama yapmamıştır. Dikkatle dünya kamuoyunun refleksleri izlenmektedir ve buna göre bir tavır takınılacağı düşünülmektedir.
Peki, bu açık kriminal durum karşısında ne yapılmalıdır?
Her şeyden önce İngiltere’nin Afganistan’da bulunmasının şekil ve anlam esasları tartışma konusu yapılmalıdır. Buna bağlı olarak bu rol ve misyonu ne ise bu misyonun katliam yapmak mı olup olmadığı tartışılmalı ve Prens Harry tarafından itiraf edilen katliamla ilgili şahsına, Kraliyet’e ve İngiliz Devletine dava açılmalıdır. Bu dava Afganistan halkı ve devleti adına açılmalı ve benzer şekilde İngilizlerin katliam yaptığı başka ülke ve toplumlarda bu dava ile ilgili müdahil olmalıdır. Bu davalar aynı zamanda bireysel davalar olarakta açılmalıdır. Afganistan ile herhangi bir savaş ve çatışma içinde olmayan bir ülkenin gelerek faili meçhul olarak işlediği tüm cinayetler, katili malum olmak üzere gerçek kişiler üzerinden tek tek tanımlanmalıdır. Bu insanlar satranç tahtası üzerindeki oyun taşları değil; adı, sanı, hayalleri, aileleri olan insanlardır.
Bu süreci sürdürme konusunda Afganistan devleti sorumlu olmakla birlikte; uluslararası kuruluşlar, hukuki yardım kuruluşları ve İnsan hakları kuruluşları bu süreçlere destek vermelidir. Çok umutla haykırmasam da yardımdan sadece gıda yardımını anlayan Uluslararası insani yardım kuruluşlarına yeniden ve bir defa daha bu çağrıyı yapmak istiyorum.Bu insani yardım kuruluşları için bir var oluşsal fırsattır. Açıkça itirafı yapılmış bir dava için uluslararası kampanya düzenlemek ve bu iş için gayret sarf etmek hayati bir meseledir. Prens Harry açık itiraflarında kriminal bir fiilin yanında bir büyük gerçeği tüm yalınlığı içinde itiraf etmektedir ki bu küresel sistemi tartışmaya açabilecek tarihi bir fırsattır.
Eli kanlı İngiliz medeniyeti bir bilgisayar oyunu düzeyine indirgediği katliamlarla prenslerini eğitmektedir. Bir İngiliz Prensi katliam konusunda tecrübe kazanmak ve insan öldürme tecrübesi için bir Apaçi helikoptere oturtularak insan öldürerek uygarlığına aidiyet eğitiminden geçirilmektedir. Aşağıda katledilenler ne satranç taşı, ne de bir video oyununun sanal figürleri değildir. Aşağıda katledilen insanlık, vicdan ve medeniyetimizdir. Bu küstah tutum, bu beyaz İngiliz çocuğunun ortaya koyduğu büyük ifşaat tarihin en önemli itiraflarından biri olarak ele alınmalıdır. Bu konuyu tüm boyutları ile işlemek bir vicdan, insanlık ve din borcudur.
İsmail Mansur Özdemir
Sosyolog Yazar
Yorum gönder