Burkina Faso Liderinin Macron’a Tepkisi: Sömürgecilik Tartışmaları

Afrika’nın Fransa ile olan ilişkisi tarih boyunca işgal, sömürgecilik, bağımsızlık mücadelesi ve yeni dönem siyasi gerginlikler ekseninde şekillendi.

Fransız sömürge yönetiminden kurtulan Afrika ülkeleri, bağımsızlıklarını kazandıktan sonra da Paris ile ekonomik, siyasi ve askeri bağlarını tam olarak koparamadı. Ancak son yıllarda Afrika’da yükselen yeni siyasi dalga, eski sömürgeci güçlere karşı daha sert tepkilerin verilmesine neden oldu. Bu süreçte Burkina Faso Devlet Başkanı İbrahim Traoré’nin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a yönelik açıklamaları büyük yankı uyandırdı.

Afrika’daki eski Fransız sömürgeleri resmi bağımsızlıklarını kazandıktan sonra da Paris yönetimiyle güçlü bağlarını sürdürdü. Fransızca, bu ülkelerde hâlâ resmi dil olarak kullanılıyor. Fransa, ekonomik anlamda eski sömürgelerinde büyük yatırımlara sahip. Birçok Afrika ülkesi Fransa’nın kontrolündeki CFA frangını kullanmaya devam ediyor. Fransız askeri üsleri ise hâlâ birçok Afrika ülkesinde faaliyet gösteriyor.

Fransa’nın Sahel bölgesindeki askeri varlığı terörle mücadele bahanesiyle uzun yıllardır devam etti. Ancak bu süreçte Fransa’nın askeri operasyonlarının bölgedeki çatışmaları bitirmediği aksine istikrarsızlığı daha da derinleştirdiği yönünde eleştiriler arttı.

Burkina Faso, Mali ve Nijer gibi ülkelerde halkın ve hükümetlerin Fransa’ya karşı tepkisi giderek büyüdü. Burkina Faso, son yıllarda art arda gerçekleşen askeri darbelerle gündeme geldi. Ülkede artan güvenlik sorunları, hükümetlerin istikrarsızlaşmasına yol açarken Fransa’nın ülkedeki etkisi de tartışma konusu oldu. Eylül 2022’de yapılan darbenin ardından genç bir lider olan İbrahim Traoré yönetimi ele aldı.

Traoré, göreve geldikten sonra Fransa ile ilişkileri gözden geçireceğini ve Burkina Faso’nun tam bağımsız bir ülke olarak kendi politikalarını belirlemesi gerektiğini vurguladı. Ülkedeki Fransız askeri varlığını sona erdirdi ve Paris ile olan bazı ekonomik anlaşmaları iptal etti. Bu süreç, sadece Burkina Faso’da değil tüm Afrika’da büyük yankı uyandırdı.

İbrahim Traoré, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Afrika üzerindeki politikalarını sert bir dille eleştirdi. Traoré, Fransa’nın Afrika’daki askeri varlığının kıtaya barış getirmediğini, aksine bağımsız kararlar almak isteyen ülkeler üzerinde baskı kurduğunu dile getirdi.

Macron ise Afrika’daki askeri operasyonlarını savunarak Fransa’nın terörle mücadele amacıyla bölgede bulunduğunu söyledi. Ancak Burkina Faso’daki halk hareketleri ve hükümetin attığı adımlar, Paris yönetiminin bölgedeki etkisini kaybetmesine yol açtı. Fransa, Burkina Faso’daki askerlerini çekmek zorunda kaldı. Macron’un açıklamaları, sadece Burkina Faso’da değil, Mali ve Nijer’de de tepkiyle karşılandı. Fransa’nın Afrika’daki varlığına karşı artan bu dalga, bölgedeki diğer liderlerin de benzer adımlar atmasına neden oldu.

Burkina Faso’nun Fransa’ya karşı sert tutumu, Afrika’nın eski sömürgeci güçlerle ilişkilerini yeniden şekillendirdiği bir dönemin işaretçisi olabilir. Fransa’nın Sahel bölgesindeki etkisi hızla azalıyor. Afrika ülkeleri, uluslararası arenada daha bağımsız politikalar geliştirmek için yeni arayışlar içine giriyor.

Rusya ve Çin gibi aktörler, Afrika’da daha güçlü bir yer edinirken Fransa’nın kıtadaki nüfuzu giderek azalıyor.

Burkina Faso, Mali ve Nijer gibi ülkeler Fransa’dan uzaklaşarak yeni ittifaklar kurma yoluna gidiyor. Bu süreç, Afrika’nın küresel politikadaki konumunu değiştirebilecek önemli gelişmelerin habercisi olabilir.

Burkina Faso lideri Traoré’nin Macron’a verdiği sert yanıt yalnızca iki ülke arasındaki bir kriz olarak değil, Afrika’nın uzun yıllardır süregelen bağımsızlık mücadelesinin yeni bir aşaması olarak değerlendiriliyor. Bu sürecin kıta genelinde nasıl bir değişime yol açacağını zaman gösterecek.

Yorum gönder